Akyıldırım Düşünce Otağında konuştu: Boraltan diye bir köprü yoktur
Iğdır Düşünce Otağının Bu Haftaki Konuğu Olan Araştırmacı Yazar Sözer Akyıldırım “Boraltan Köprüsü Gerçeğini” anlattı: Aras Nehri Üzerinde Boraltan Diye Bir Köprü Yoktur!..
Iğdır Düşünce Otağının bu haftaki konuğu Araştırmacı yazar Sözer AKYILDIRIM oldu. Söz Kafe’de yapılan söyleşiye yoğun bir dinleyici topluluğu katıldı.
Kenan Karadağ’ın yönettiği söyleşide konuşan Sözer Akyıldırım yaptığı konuşmada ikinci dünya savaşı yıllarında Türkiye’ye sığınan mültecilerden bir kısmının Sovyetler Birliğine iade edildiğini bu iadelerin, devletlerarası mütekabiliyet gereği (suçluların iadesi) yapıldığını anlattı. Söz konusu mültecilerin veya sığınmacıların Aras Nehri üstündeki, Boraltan Köprüsünden geçirildiği iddiasının tümüyle yalan olduğunu anlattı.
Bugüne kadar böyle bir köprü varsa bunu ve iadelerin nasıl yapıldığını geçmiş dönem hükümetlerin bu konu hakkında neden açıklama yapmadıklarını sordu. Boraltan köprüsü meselesi siyasi bir malzeme olarak kullanılmıştır. Türk Tarih Kurumu sorumluluk duyarak konu hakkında maalesef kamuoyuna, bilgilendirme yapmamıştır.
Sözer Akyıldırım konuşmasına şöyle devam etti:
Boraltan Köprüsü olayını ilk kez gündeme getiren isim DP Tekirdağ milletvekili Şevket Mocan’dır. Şevket Mocan’ın Sovyetler Birliğine iade edilen Rus Mültecilere ilişkin soru önergesi Mayıs 1951 yılında TBMM’ne verilir. Gündeme geldiği tarih 18 Temmuz 1951’dir.
Mocan’nın soru önergesi şöyle idi:
1-Muhtelif tarihlerde memleketimizde siyasi mültecilik haklarına dayanarak iltica etmiş
156 mülteci 1947 senesinde, milletlerarası hukuk kaidelerine tamamen aykırı olarak
Sovyet Rusya’ya teslim edildikleri doğrumu dur?
2-Facia kurbanlarının sevk şekli de kurban gönderilen mabudun usullerine uygun olmasından ve akıbetlerini görmesinden, teslim işinde vazifeli yedek subay posta müfettişi Reşat’ın asabi rahatsızlığa uğradığı ve sinir hastanelerine elveym tedavi olduğu doğru mudur?
Dönemin adalet Bakanı Rüknettin Nasuhioğlu, soru önergesine Dışişleri, İçişleri ve Milli Savunma bakanlıklarından aldığı bilgiler doğrultusunda cevap verir:
23 Şubat 1945 tarihinde Almanya ve Japonya’ya karşı harb ilan etmemiz üzerine, müttefiklerimiz arasında yer almış bulunan Sovyet Rusya kendi tebasından olan askeri mültecilerin iadesini istemiştir. Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığımızca Başbakanlığa yazılan 22.V.1945 tarihli tezkerede, Almanya ve Japonya ile harb haline geçmemizden sonra memleketimize iltica etmiş müttefiklerimiz tebaasından asker olanların mütekabiliyet şartıyla iadelerinin uygun olacağı teklif edilmiştir. Keyfiyet Bakanlar kurulunca incelenerek neticede ittihaz olunan Mayıs 1945 gün ve 3/2563 sayılı kararla, Almanya veya Japonya veya her ikisi ile harb halinde olan devletler uyruğunda memleketimizde bulunan mültecilerin yalnız askerlik hizmetine mensup olanların mütekabiliyet esası çerçevesinde iade edilmeleri tasvip edilmiştir. Bu karar mucibince ve Ankara’daki Sovyet sefareti ile mütekabiliyet esasını tespit eden bir nota teatisi suretiyle 237 Sovyet Askeri mültecisinden 195’i ilk parti olarak 6.VIII.1945 tarihinde TIHMIS KAPISINDAN Sovyetlere iade edilmiştir. Fakat Sovyetlerin, Rusya’ya iltica etmiş olan bir subayımızla iki erimizi izlerinin bulunamadığını beyanla geri vermedikleri ve bu suretle mütekabiliyet esasını ihlal ettikleri cihetle, mütebakisinin ve ilk partisinin sevki esasında yolda kaçan birkaç kişinin iadesinden vazgeçilmiştir. Bundan sonra Başbakanlığın tensibiyle Dışişleri, İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarının temsilcilerinden kurulan komisyonca tanzim olunan rapor Bakanlar kurulunun I.IX.1947 tarihi toplantısında incelenerek komisyon raporuna göre işlem yapılması uygun görülmüş ve böylece Yozgad kampının dağıtılarak yurdumuzda kalmayı arzu edenlerin Türk ırkından olanların vatandaşlığımıza alınması esası kabul edilmiştir. Teslim işinde vazifeli yedek subay posta müfettişi Reşad’ın asabi rahatsızlığa uğradığı ve elyevm sinir hastanesinde tedavi edilmekte olduğu hakkında bilgi mevcut değildir.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye, Savaşın uğramadığı ender ülkelerden biridir. Bu nedenle de sıklıkla mülteci akınına uğramaktaydı. Bunların önemli bir bölümü Alman işgaline uğrayan Ege adalarındandı. Türkiye karasularından geçmek isteyen ve mülteci taşıyan gemileri de anmak gerekir. Türkiye giderek artan mülteciler sorununu hukuki düzenlemeler yaparak (1941) çözmeye çalışırken diğer taraftan özellikle Almanya ve Sovyetler Birliğinin husumetini çekmemeye gayret ediyordu. Çünkü izlenen denge politikası, saldırıya yol açacak bir gerekçe vermemeyi amaçlıyordu. Ülkenin yönetici kadrosu, İnönü başta olmak üzere, Birinci Dünya Savaşında yapılan hatayı tekrar etmemek ve elden geldiğince savaşın dışında kalmak niyetiydi.
Sonuç olarak iade edilenler öldürüldü mü? Bilmiyoruz. Öldürülmüşlerse de bu son derece üzücüdür. Kesin kanıt söz konusu değildir. Yaşanan süreç, diplomasi, dönemin aktörleri eleştirilmeyi hak edebilirler. Bununla birlikte eleştirilen kişinin milli mücadele kahramanı İsmet İnönü’nün olması üzücü olmuştur.
Boraltan köprüsü olayı 1965 yılı seçimlerinde de gündeme getirildi.7 Ekim 1965 tarihli Adalet Gazetesi’nde çıkan imzasız başyazıda Boraltan faciası (!) İnönü’nün günahları arasında sayılmıştır. Boraltan faciası olayı üzerine ağıtlar, şiirler yazılmış, bir de film yapılmıştır. Mehmet Kılıç’ın yönetmenliğini yaptığı Cüneyt Arkın, Oya Aydoğan, Baki Tamer gibi oyuncuların rol aldığı ‘’Güneş ne zaman doğacak’’ adlı filmde benzer bir konu işlenmiş ve 1945 yılında Sosyalist bir ülkeden Türkiye’ye iltica eden daha sonra düşmana verilen ve sınırda şehit edilen 150 Türkün aziz hatırasına atfedilmişti. Haber: Fırat Akkuş
18:01
Haber tarihi: 05 / 03 / 2024
Haber Okunma: 264
Haber Yorumları: 0
Korhan Meteor Çukurunu Turizme Kazandırmalıyız | |
Murat AKKUŞ |
HAMAS Mı FKÖ Mü? | |
Av. Haydar MIZRAK |
Seçimlerin Düşündürdükleri | |
Yusuf YILDIRIM Em.İl.Trm.Mdr. |
Her Sokakta İzin, Bu Memleket Bizim! | |
Ayhan ONGUN |
Evîn Hewcedarîye | |
Mehmet AVCI |
Yerel yönetimlerde kültürel çalışmalara sosyolojik bir bakış | |
Prof. Dr. Ahmet ÖZER |
Hrant Dink ile aynı yerde öldürülen Kaftancıoğlu'nun mirasye... | |
Fakir YILMAZ |
Iğdır'da aşk mı? | |
Ziya Yıldırım GÜNTEKİN |
Maxmur’da Ölmek Zamanı | |
Av. Mahmut ALINAK |
Iğdır'da Dilenci Kirliliği | |
Fatma Çetin KABADAYI |
Hrant Dink Cinayeti Ne Zaman İşlendi? | |
Hasan ÇATAK |
Topçu Bebel Garcia nın Franko Faşizmini Mundar Ettiği Eylem | |
Daşkacı EWDO |
Iğdır Belediyesi
Iğdır İl Emniyet Müdürlüğü
Iğdır İl Tarım Müdürlüğü
Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Iğdır İl Milli Eğitim
Iğdır İl Sağlık Müdürlüğü
Iğdır İl Özel İdare
Iğdır Gençlik ve Spor
Iğdır Havalimanı
Iğdır SGK
Iğdır TSO
Iğdır Barosu
Aralık Belediyesi
Karakoyunlu Belediyesi
Tuzluca Belediyesi
Halfeli Belediyesi
Cumhuriyet Gazetesi
Karar Gazetesi
Fotomaç Gazetesi
DHA
Artı Gerçek
Milli Gazetesi
Azerbaycan Haber Ajansı
Agos Gazetesi
OdaTv
Gazete Duvar
Tele1
Ermeni Haber Ajansı
KrdNews
Amerika'nın Sesi
Evrensel Gazetesi
Haber Önü
Sözcü Gazetesi
• Rûdaw
• Bernamegeh
• Kürdistan24
• Kundir
• Şalom Gazetesi
• Mezopotamya Ajansı
• Bitlisname
• JİNNEWS
Sitemizdeki yazı, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi