Iğdır İHD: Yusuf Çobanoğlu Yalnız Değildir!
Birbirleriyle Dostça Oynayan Kedi Fare Gördünüz Mü?
Iğdırspor'un Play-Off'taki Son Dakika Golleri Iğdır'da Sevinç Yarattı
Aras Nehrinde Yılanın Balık Avlama Anı
Sinan Kaya'nın Ailesi: İntihar Ettiğine İnanmıyoruz
Iğdırspor'un Hocası Bayram Toysal'dan Açıklamalar
Giden Bir Yılın Ardından - Prof. Dr. Ahmet ÖZER
Giden Bir Yılın Ardından
Yazar: Prof. Dr. Ahmet ÖZER |
Tarih: 06 / 01 / 2022 |
Yazı Okunma: 149
Bir insanın başka bir insanın içinden çıkmasıyla doğum mucizevidir. Önlenemez oluşu, her kesi kapsaması ve sırlarla dolu oluşu ile ölüm ise ihtişamlıdır. Mucizevi doğum ile ihtişamlı ölüm arasında kalan yaşam ise bunların karşısında sönük sıradan bir tekrardan ibarettir.
Yüzbinlerce yıldır insan da diğer canlılarla birlikte uzun bir kış gecesi gibi sonsuz bir karanlığa akıp gitmektedir. Bu serüvende nerde olursa olsun ve nasıl olursa olsun yaşamak istiyor. Oysa bu gün doğunlar dursa doksan yıl sonra bu gezegende insan kalmayacak. O halde bu kadar önemsiz bir varlık iken ölüm karşısında böyle gülünçleşmek neden? Kuyruklu yıldız gibi geçip giderken bir iz bırakmak varken... Nasıl yapacak bunu peki?
İnsan doğuma ve ölüme müdahale edemez ana yaşama müdahale edebilir. Bu noktada önemli olan sıradan bir tekrardan ibaret olan yaşamdan görkemli bir ömür çıkarabilmektir. Ne ki herkes bunu yapamaz. Bunu ancak yaşamlarında yaşamlarından daha büyük bir amaca bağlananlar yapabilir. Onlar için geçen yılların değil yaşama ve insanlığa değer katıp katmamaları önemlidir. Bunun için karanlıkta bir ışık yakarlar. Fakat ışığın düşmanları çoktur bu dünyada. Bu da zulmün yaratıcısıdır. Onlar zulmü yenmek için gerekirse yaşamlarını bile feda ederler. İşte bu bilinçle yaşamak ve yaşama değer katmaktır esas olan.
İnsanın kendisi ile hesaplaşması
İnsan beyni acıları, sıkıntıları, hastalıkları, ölümü pek sevmez. Bu yüzden, bu işe dair alt tarafında bir bölge var, adına "amigdala" denilen. Küçük bir bademe benzeyen bu bölüm sürekli sıkıntıları es geçer ya da hasıraltı etmeye çalışır, sanki acı, hastalık ve ölüm yokmuş gibi, hep ölümsüzmüş gibi davranır. Bu bir çeşit gerçeği görmezden gelmektir. İşte bu yüzden ve beynin bu işleyişinden ötürü, istenmeyen bir durum ortaya çıktığında panikleyip ürküyor insan...
Oysa yaşam düz bir çizgide ilerlemez. Yaşam sürekli inişli çıkışlı bir hat üzerinde ilerler. İnsan düşer kalkar, sıkıntılar mutluluklar hep birbirini izler. Hızla gelip geçen bir ömür düşünün. Bir bakıyorsunuz bir yıl gelip geçmiş şimdi olduğu gibi. Böylece ardınızda bıraktığınız zaman çoğalırken önünüzde kalan zaman kısalmaya başlar. Bu telaşla ha bire bir yerlere doğru düşe kalka koşarsınız, bir an önce varmak için. Bu esnada kendinizden de çok şey verirsiniz farkına varmadan.
Bi durun!.. Belli bir dönem ayağınızı gazdan çekin, biraz yavaşlayın ve bir muhasebe yapın. Nasıl bir ömür geçirdim diye sorun kendinize. Bir bakın etrafınıza, bir çetele çıkarın ve görün olan biteni. Tıpkı bir gelir gider hesabı yapar gibi yapın yaşamınızın muhasebesini.
Kendisiyle Hasbihali İnsanın
Bir yılın (ya da daha fazlasının) çetelesini çıkarmaya çalışırken şöyle bir metod izletin. Bu muhasebede beynin sol tarafı "gelirler", sağ tarafı "giderler" olsun. İyi ki ben şunu yaptım, iyi ki ben şununla evlendim, iyi ki şu mesleği seçtim, iyi ki sevgimi yakınlarıma verdim vb. İyi ki... iyi ki..,, bunları çoğaltabilirsiniz.
Bu taraf "iyi ki"ler tarafı olsun…
Şimdi beynin sağ tarafına bakın, burası ise "keşkeler" tarafı olsun.
Eğer aşka ve sevgiye yeterince zaman ayırmamışsanız, çocuklarınızla zaman geçirmemişseniz, ailenize gerekli alakayı göstermemişseniz, sevginizi yeterince belirtmemişseniz, destek olmanız gereken birine destek olmamışsanız, yapmamınız gereken bir şeyi yapmamışsanız, şunu yapmamışsanız, bunu yapmamışsanız… Bütün bunları KEŞKEler hanesine yazın.
Eğer yaptığınız “İyi ki"lerle "keşke"ler karşılaştırmasında keşkeler fazla çıkarsa berbat bir yıl berbat bir yaşam yaşamışsınızdır demektir. Eğer “İyi ki"ler ağır basarsa o zaman sürdüğünüz yaşam iyi bir yaşamdır.
Her şey zamanında
Her şey zamanında güzel ve geçerlidir. Şunu unutmayın eğer zamanında sevgi göstermiyorsanız, onu bir tarafa atıp bir gün nasıl olsa oradan çıkarırım diyorsanız geçmiş ola. Bunun için o zamanın gelmesini beklemek geçmek için bir nehrin durmasını beklemek gibidir. Gelmez. Velev ki o bir gün geldiğinde, o sözcükleri attığınız yerden çıkardığınızda bir de bakmışsanız ki artık tedavülden kalkmışlar. Lewra, sarı bir lira gibidir ömrümüz, sandığın en değerli yerinde saklarız, günü gelip de oradan çıkardığımızda, bir de bakmışız ki tedavülden kalkmışlar...
Yani demem o ki, yaşam size sunulmuş bir armağandır, onun kıymetini bilerek zamanında yaşayın. Yaşamda acı da var mutluluk da. Mutlu olmak için, içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir an olduğuna karar vermekten ve beklemekten vazgeçin.
Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur, yolculuğun kendisidir. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları daha alçakta. Oysa o insan boyu hizasındadır. Tabi şunu da unutmamak lazım: Eğer bir elinle mutluluğu istiyorsan öbüründe acıyı tutacaksın. Acı çizgi gibidir, mutluluk ise bir nokta. Mors aldabesi gibi.. Çizgi, nokta, çizgi, nokta… Bu böyle devam eder gider. Her çizgiden sonra yaşanan acının bir ödülü olarak bir nokta gibi mutluluk patlaması yaşar insan; her mutluluğun da adeta kefaretini öder gibi acı gelir ardından.,
Ama bir şey var; Nietzsche’nin dediği gibi beni öldürmeyen acı güçlendirir. Ve tabi bir şeye ulaşmak için illaki emek ve çaba gerekir. Cesaret, feragat ve irade gerekir. Kendinden daha büyük bir amaca adanmak gerekir. Unutmayalım ki herkes şu ya da bu şekilde yaşar, önemli olan sana sunulmuş yaşamdan görkemli bir ömür çıkarmaktır.
Bu macerada hiç düşmemek değil önemli olan, düştükten sonra ayağa kalkıp yola devam edebilmektir ve yolu gidilecek yere kurban etmemektir. Yolun kendisi gidilecek hedef kadar değerlidir çünkü.
Ustaca yaşamında ve yeni yılda iyi yolculuklar dilerim...
12:28
Bir Kadın Devrimci Leyla Qasım | ![]() |
Murat AKKUŞ |
Ortak Vatan ve Türkiyelileşmek Üzerine | ![]() |
Av.Mahmut ALINAK |
Gulane Gul Diqurçimin | ![]() |
Mehmet AVCI |
Aklınıza Mukayyet Olun | ![]() |
Ayhan ONGUN |
Evren İçinde Evren | ![]() |
Dr. Ruhsar Uçar |
Gerçek… Sadece Gerçeğin Peşinde… | ![]() |
Zozan ÖZGÖKÇE |
Yaşamın Hikmeti Üzerine Bazı Düşünceler | ![]() |
Prof. Dr. Ahmet ÖZER |
BİLİM, DİN VE SİHİR | ![]() |
Yusuf YILDIRIM Em.İl.Trm.Mdr. |
Gulu Bey’in Pantolonu (Yaşanmış Öykü) | ![]() |
Mehmet KUM |
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü | ![]() |
Hasan ÇATAK |
İlişkiler Ve Mutluluk | ![]() |
Hayati KAYA Birysl.Dönşm.Eğtmni. |
Kadınlar ve özgüven | ![]() |
Sevda KAPLAN |
Destana Rızgan û Nûrê | ![]() |
Occo Mahabad |
Demirtaş'ın Kobani Çağrısını Demokratik Bulan Karar Onandı | ![]() |
Av. Haydar MIZRAK |
“Kanıma Ekmek Doğrama” | ![]() |
Av. Ayhan Erkmen |
Iğdır Belediyesi
Iğdır İl Emniyet Müdürlüğü
Iğdır İl Tarım Müdürlüğü
Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Iğdır İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Iğdır İl Sağlık Müdürlüğü
Iğdır İl Özel İdare
Iğdır Gençlik ve Spor
Iğdır Havalimanı
Iğdır SGK
Iğdır Ticaret ve Sanayi Odası
Iğdır Barosu
Aralık Belediyesi
Karakoyunlu Belediyesi
Tuzluca Belediyesi
Halfeli Belediyesi
Yurt Gazetesi
Cumhuriyet Gazetesi
Karar Gazetesi
Fotomaç Gazetesi
DHA
Artı Gerçek
Milli Gazetesi
Azerbaycan Haber Ajansı
Agos Gazetesi
OdaTv
Gazete Duvar
Tele1
Ermeni Haber Ajansı
KrdNews
Amerika'nın Sesi
Nerina Azad
Haber Önü
Sözcü Gazetesi
• Rûdaw
• Bernamegeh
• Kürdistan24
• Kundir
• Şalom Gazetesi
• Mezopotamya Ajansı
• Bitlisname
• JİNNEWS
Sitemizdeki yazı, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi