Farklı Bir Bakış Açısı İle İslam-2 - Av. Haydar MIZRAK
Farklı Bir Bakış Açısı İle İslam-2
Yazar: Av. Haydar MIZRAK |
Tarih: 16 / 04 / 2018 |
Yazı Okunma: 167
Hilful Fudul Örgütü Ve Muhammed
Bu örgüt Muhammed’in akrabası olan Zübeyr Bin Abdulmuttalip tarafından, Abdullah Bin Cuda'nın evinde yapılan bir toplantı ile kurulmuştur. Bu örgütün kuruluşuna Muhammed, 20 yaşındayken Ebu Bekir ile birlikte katılmıştır.Muhammed bu örgüte üye olduktan 20 yıl sonrada peygamberliğini ilan etmiştir.Muhammed’e ilk inanların büyük çoğunluğu bu örgütle ilişkilidir.
Mekke'de haksızlığa uğrayanların haklarının alınıp onlara verilmesi amacıyla kurulduğu İslam kaynaklarında anlatılır. İslam öncesinde bu örgütün toplantılarını Hıra Mağarasında yaptıkları anlatılır. İlk vahyin indiği rivayet edilen yerde Hıra mağarasıdır. Hıra mağarası örgüt için sembolik önemi vardır. Bu sembolik önem İslam’da da devam etmiştir. Günümüzde de hukukun işlemediği toplumlarda hak aramak isteyenler, devlet dışı örgütlere başvurmaktadır. Hilful Fidul örgütüne, bu tarz bir örgüt diyebiliriz. İslam öncesi kurulan bu örgütün amacı haklarını normal yollardan alamayanların haklarının alınmasına aracılık etmekti. Haklarını normal yollardan alamayanlarda o dönem Mekke’sinde bu örgüte başvurmaktaydı.
İslami kaynaklarda hak aramak isteyenlere yardım eden bu örgütün yardım ettikleri kişilerden bir maddi menfaat elde ettiklerine dair bir bilgi mevcut değildir. Örgüte üye olanlar bu işi o dönem Araplarının çok kıymet verdikleri ''şan ve şöhret'' için yaptıkları söylenebilir. Bu örgütün başka bir amacının olduğuna dair İslami kaynaklarda bir bilgi yoktur. Örgütün güçlendikten sonra başka gayelere yönelmiş olması muhtemeldir. Hayatın olağan akışına uygun bir görüş durumdur diyebiliriz.
Muhammed’in bu tür bir organizasyona üye olması ile peygamberliği arasında bağlar pek irdelenmiş bir konu değildir. Muhammed’in peygamberliğinde, bu örgütün işlevsel rolü olduğu kanaatindeyim.
İslam kaynaklarında Mekke elitlerinden As Bin Vail'e mal satan bir Yemenli tüccarın parasını alamaması üzerine haksızlığa uğrayanların haklarını, haksızlık yapanlardan alınması üzerine kurulduğu yazar.Bu örgüt As bin Vail'in evini kuşattıkları ve Yemenli tüccarın parasının alındığı aynı kaynaklarda belirtilir.
As bin Vail, Mekke’nin önemli kişiliklerinden ve güçlü şahsiyetlerinden birisiydi. As bin Vaili'in evi bu örgüt tarafından sarıldığı ve As bin Vail'inde bu örgüte karşı koyamadığı gerçeğini dikkate aldığımızda Muhammed'in üyesi olduğu ''Hilful Fidul Örgütü'nün'' gücünü anlamamızı sağlamaktadır.
İslami kaynaklarda bu örgütün yemin metni aşağıdaki gibidir..
"1-Denizlerin bir kıl parçasını ıslatacak suları kalmayıncaya,
2-Hira ve Sebir Dağı yerlerinden silinip gidinceye,
2-Kâbe'de istilâm ibadeti (Kâbe'nin tavafı sırasında Hacerü'l-Esved'e el sürülmesi ve izdiham dolayısıyla bizzat el sürülemiyorsa uzaktan selamlama işaretinin yapılması.) ortadan kalkıncaya kadar bu ahdimizde sebat edeceğiz.''
Bu örgütün yemin metninde, üzerine yemin ettikleri Hıra dağı ile ilgili Kuranda benzeri şekilde Hıra Dağı üzerine yemin içeriği taşıyan bir çok ayetin olduğunu da hatırlatmak isterim. Bu benzerlik çok ilginçtir.
A-Mekke Dönemi (610-622 Yılları Arası) Ilımlı İslam Dönemi
Muhammed 610 yılında hıra mağarasında, ilk ayetlerin kendisine Cebrail aracılığı ile okunduğunu belirterek peygamberliğini ilan etmiştir. ilk inanalar Muhammed’in yakın ev halkı sayılabilecek çok az sayıda insan olmuştur. Muhammed’in yanında yetişen Ali ( o zaman 10 yaşındadır), eşi Hatice, gençlik yıllarından beri arkadaşı, yaştaşı ve Muhammed ile birlikte Hilful Fidul örgütüne üye olan Ebubekir ilk inananlar olmuşlardır.
Muhammedin ailesinden Mekke'de söz sahibi ve Mekke eliti sayılanlardan hiçbiri Muhammede inanmamıştır ve onu desteklememiştir.
Bunların başında Muhammed'in çocukken himayesine girdiği Ebu Talip, amcası Ebu Leheb, amcaları Abbas ve Ali'nin kardeşleri. Bir başka değişle yakın akrabalarının ezici çoğunluğu Muhammed'e inanmamıştır.İnanmayan akrabaların tamamı Mekke şehrinin yönetiminde söz sahibi olan akrabalardır.Yine Muhammed’in yakın akrabaları olan Ebu Sufyan'ın başını çektiği Ümeyyeoğuları da Muhammed’e inanmamış ve karşı cephede yer almıştır.Muhammed’in bir diğer akraba topluluğu olan Neffeloğulları da Muhamed'e inanmayanlar içinde yer almıştır.Muhammed’in amcası Hamza Muhammed üzerine baskılar ve tehtitler artıktan sonra Müslüman olmuştur.
Mekkeli Hıristiyanlardan ise Muhammed'in eşi Hatice'nin amcasının oğlu ve rahib olan Varaka Bin Neffel, Muhammed ile birlikte hareket etmiştir. Varaka İbranice, Süryanice okuma ve yazması olan tek tanrıları dinler konusunda oldukça bilgili bir adamdı.Varaka Bin Neffel, pagan ( Müşrik) değildi.İslam öncesi tek tanrıya inanan Mekke'deki sayılı bir kaç kişiden biriydi.Bunlara Hanifler de deniyordu.Varaka, Muhammed'in akrabası olup Kureyş kabilesinin Neffel oğulları boyundandır ve Muhammed’in ilk eşi Hatice'nin kuzenidir.İslam kaynaklarında, Varka'nın ölümünden sonra 3 yıl boyunca Muhammed’e vahiy gelmediği yazılıdır.Bu kaynaklarda Varakanın ölümü ile vahiy gelmemesi arasındaki neden-sonuç ilişkisinin ne olduğuna dair yeterli bir bilgi yoktur.Ancak İslami kaynaklarda varakanın ölümü ile 3 yıl vahiy gelmediği vurgusu açık bir şekilde belirtilir. Varaka'nın İbranice ve Süryanice dillerini bilmesi ve dinler konusunda bilgili olması nedeni ile Muhammed'e vahiyler konusunda yardımcı olduğu yönünde görüşlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Mekke'de aynı zamanda Yahudiler yaşamaktaydı. Yahudiler Muhammed ile yeni din konusunda tartışmalara, Tevrat’taki olaylar ile ilgili sorular sorarak bir taraftan Muhammed’in bilgisini yoklamışlar, diğer taraftan ise Muhammed'in yaymaya çalıştığı bu dinin esaslarını öğrenerek kendi dinlerine etkilerinin neler olabileceğini analiz etmeye çalışmışlardır.Yahudi peygamberleri ile ilgili kuranda anlatılan kıssalar, bu tartışma seanslarında dile getirilmiştir.Yahudi peygamberleri ile ilgili diğer kıssalar ise Medine'ye gittiğinde Medineli Yahudiler ile ilgili tartışma seanslarında anlatılmıştır.Mekke Yahudileri, Muhammed ile yaptıkları bir çok tartışma sonrası Muhammed tarafından ikna edilememiştir..Kuranda geçen Yahudi peygamber isimleri ve bu peygamber kıssalarının kurana yansıması Mekke ve Medine'de bulunan Yahudileri ikna çabaları sırasında kurana dahil olmuştur.Dinde zorlama olmadığı, senin dinin sana, benim dinim bana gibi barışçıl ve hoşgörüyü ön plana çıkaran ayet ve hadisler Yahudileri ikna etme döneminde kurana girmiştir.
'' Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla Yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.''
''Şüphe yok ki, iman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiîler, bunlardan her kim Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir.''( 2:62 ayeti)
'' İçinde hidayet ve nûr bulunan Tevrat'ı, elbette biz indirdik. Müslüman olan peygamberler, Yahudiler hakkında hükmederler, kendilerini Tanrıya adamış zâhitler, âlimler de, Allah'ın kitabını korumakla görevlendirildiklerinden (onunla hüküm verirler) ve onun Allah'ın kitabı olduğuna şahitlik ederlerdi. İnsanlardan korkmayın, benden korkun, ayetlerimi az bir paraya satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.'' 5:44 ayeti
Yukarıda kuran ayetlerinden anlaşılacağı üzere Muhammed’in Yahudileri ikna etme döneminde, Yahudiler ile ilgili barışçıl ve hoşgörü içerikli ayetler ağırlıktadır.
Mekke ekonomik sisteminde, kölecilik sistemi önemli bir yer tutardı.Zenginliğin bir parçasını köleler oluşturmaktaydı.Muhammed, Mekke’nin zengin ve elit paganlarını ( Müşrikleri ), Yahudileri ve yakın akrabalarını ikna edemeyince hitap edeceği kitleyi hemen değişmiştir.Muhammed bu kez yönünü Arap aşiretleri içinde ezilen,hor görülen,dışlanan insanları, köle statüsüne yakın statüleri olan yarı özgür bedevileri ve Mekkeli elitlerin köle ve cariyelerine çevirmiştir.Efendilerine ve aşiret liderlerinin baskılarından muzdarip olan bu kesim gizliden gizliye Muhammed'in getirdiği bu yeni inanca sarılarak dünyevi acılarını, diğer dünyanın nimetleri ile bastırmaya çalışmışlardır.Ezilen insanları ikna etmek, ezen insanları ikna etmekten daha kolaydır.Yeniden diriliş ile birlikte sonsuz ikinci yaşam kavramı, Muhammed'e inanların cennete gitmesi, cennette bulunan şarap ve bal ırmakları, memeleri yeni tomurcuklanmış huriler gibi konular, ezilenlerin yeni umut kapısı olmuştur.Diğer taraftan Araplarda çok eşli evliliklerin ve cariyelik sisteminin bir gelenek olması bazı sosyal sorunları da beraberinde getirmekteydi.Mekke’nin ileri gelenlerinin her bir eşinden çok sayıda çocukları olmaktaydı.Aynı şekilde cariyelerde olan çocuklarda işin içine girince üvey evlatlar arasındaki çekişmeler sonucunda aile içi anlaşmazlıklar ve huzursuzluklar daha yoğun yaşanmaktaydı.Bu nedenle bazı elit ailelerin dışlanan çocukları, Muhammed'in yanında yer alarak bir taraftan ailede elde edemediği bir statü elde ederken, diğer taraftan kendilerini dışlayan ve Muhammed'e inanmayan ve Muhammed’in görüşlerini Mekke düzeni için tehlike gören aile bireylerinden dolaylı intikam alma yöntemi olarak kullanıyorlardı.
Mekke'de Düzenin Tehlikeye Girmesi
Mekke’nin kendine has bir yönetim şekli ve ekonomik bir sistemi vardı ve bu sistem Mekke ileri gelenlerinin çıkarları doğrultusunda işlemekteydi. Bu düzenin/sistemin Muhammed'in söylemleri nedeniyle tehlikeye girme ihtimali baş gösterince, Mekkeli elitlerin Muhammed'e ve taraftarlarına karşı sert tedbirler almasına yol açmıştır. Köleler ve aşiret içindeki alt tabakadan insanların Muhammed taraftarları olmasını gelecek için tehdit olarak algıladı Mekke elitleri. Mekke yöneticilerinin haklı bir endişeleri daha vardı. Bu endişenin kaynağını Muhammed’in 5. kuşak dedesi olan Kusay'ın Mekke yönetimini ele geçirmesinde aramak gerekir. Kusay'ın Mekke yönetimini ele geçirmesi ile Muhammed'in Mekke yönetimini yeniden ele geçirmesi arasında çok benzerlikler bulunmaktadır. (Devamı Gelecek)
Sınırımız Yol Geçen Hanı Mı? | ![]() |
Murat AKKUŞ |
Erken Seçim Olur Mu? | ![]() |
Ayhan ONGUN |
Kutsal Devlet..! | ![]() |
Yusuf YILDIRIM Em.İl.Trm.Mdr. |
Farklı Bir Bakış Açısı İle İslam-3 | ![]() |
Av. Haydar MIZRAK |
Acının Ve Nefretin Kadınları | ![]() |
Prof. Dr. Ahmet ÖZER |
Dinle Kızım Elif | ![]() |
Dr.Ruhsar UÇAR |
Kendini Bir Erkeğe Sakla! | ![]() |
Hayati KAYA Birysl.Dönşm.Eğtmni. |
TAMARA | ![]() |
Mehmet KUM |
KÜHEYLAN | ![]() |
Av.Mahmut ALINAK |
Susamıştık | ![]() |
Abdullah ADIMAN -Şiir Köşe |
Iğdır Belediyesi
Iğdır İl Emniyet Müdürlüğü
Iğdır İl Tarım Müdürlüğü
Iğdır Meteoroloji
Iğdır İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Iğdır İl Kültür ve Turizm
Iğdır İl Sağlık Müdürlüğü
Iğdır İl Özel İdare
Iğdır Gençlik ve Spor
Iğdır Havalimanı
Iğdır SGK
Iğdır Ticaret ve Sanayi Odası
Melekli Belediyesi
Aralık Belediyesi
Karakoyunlu Belediyesi
Tuzluca Belediyesi
Halfeli Belediyesi
Yurt Gazetesi
Cumhuriyet Gazetesi
Karar Gazetesi
Fotomaç Gazetesi
DHA
Hürriyet Gazetesi
Milli Gazetesi
Milliyet Gazetesi
HaberKürt
HaberTürk Gazetesi
Sabah Gazetesi
Star Gazetesi
Sol Haber Portalı
Evrensel Gazetesi
Vatan Gazetesi
Yeni Şafak Gazetesi
Birgün Gazetesi
KurdNews Haber
Sözcü Gazetesi
• Rûdaw
• ZERnews
• RojevaKurd
• Kürdistan24
• basnews
• Xoybun
• PeyamaKurd
• Bitlisname
• Rojava Haber
Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi