Sakın Ha Îhmal Etme Kendinî !.. - Mehmet AVCI
Sakın Ha Îhmal Etme Kendinî !..
Yazar: Mehmet AVCI | Tarih: 03 / 08 / 2019 | Yazı Okunma: 698
Değerli Dostum,
Her şeyin bir sahibi olduğu gibi,her şeyin muhakak bir zamanı'da vardır,ne çok acele et ne de geç kal,zamanı geldiginde bir saniye dahi olsun erteleme işlerini.Ha şunu'da söyleyeyim,"erken öten horozun başı kesilirmiş" misali işlerin gibi sözünü'de zamanıda ve zemininde söylemelisin.Zamanında söylenmemiş bir sözün hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur. Bu günün işlerini asla yarına erteleme,ama bu günün ekmeğini yarına bırakabilirsen eğer,kendini daha çok güçlü ve güvende hissedersin.
Ama her zaman işe başlamdan önce,biraz ön hazırlık yapmak, çok mu çok faydalıdır.Hani diyorlar ya " Sabah erken uyanıp kalkan,daha erken yolalır" diye.İşte hayat birazda böyledir,ne kadar hazırlıklı,donanımlı, ehliyetli, liyakatlı ve
Tetikte bekleyip zamanında işe başlarsan, adına şans denilen hayat perisi o kadar çok sana göz kırpar ve bahtın yaver gider.
Unutmaki hayat'ta en çok kıymetlı hazinemiz zamandır ve ayni zamanda en çok hesapsız ve ölçüsüzce harcadağımız şeyde yine kıymetını bilmediğımız zamandır.Yani biz çoğu zaman boş ölümlü şeylerle iştikal ederek kıymetlı zamanımızı ziyan ediyoruz diyebilirim.Akıllı insanlar, en ufak zaman dilimi içerisine onlarca
zaferleri sığdırırken,sıradan-basit insanlar ise, koca bir ömrü heba ederler
İşte bu yüzden diyorum ki,hangi şartlarda ve mekanlarda olursan ol,
Gücün, enerjin ,imkan-olanak ve zamanın var iken, öncelikle ölümsüz,kutsal amaçlar için çalışmalısın.Daha sonra,insan onuruna yakışır güzel yaşanabilir bir hayat için çalış, çabala ve elinden gelen tüm çabayı sarfetmelisin.Şunu asla unutmamalisin ki,paslanıp çörüyerek ölmektense,yıpranak ölmek daha insanca ve daha şereflicedir.Çünkü tembel insan, çürüyerek onurunu ve istikbalini kaybetmekle kalmiyor, ayni zamanda güçsüzleşmeye,fakirleşmeye ve nihayetinde başkalarına uşak olmayada mahkumdur.Ama çalişkan bilinçli insan, kendi ruhunun ve hayatın yegane efendisi olduğu gibi kendi kaderini'de kendisi tayin eder. Ama ve lakin yoksul ve uşakların kendi kaderlerini belirleme yetkileri olmadığı gibi,hep efendileri onların kötü kaderini tayin eder.Onlara düşende kendilerine biçiken kütü ,makus talihi en kötü şekilde yaşamaktır.Bu bağlamda diyorumki,"çalişan özgürleşir,özgürleşen güzelleşir ve güzelleşen de sevilir" .
Fakat enerjini ve zamanını neden, niçin
nasıl ve hangi amaç için, ne şekilde kulanacağını doğru tesbit etmelisin.Karar verirken'de hem beynin,bilincin ve hemde yüreğinle, vicdanınla isabetli bir karar vermelisinki,sonra pişman olmayasın diye.Unutmamamlısin ki,hayatta en büyük dostun sen kendinsin.Senden başka senin dostun yoktur.Sen kendinle barışık ve kendine dost isen eğer,başka insanlarında seni sevip saymaları,sena dost olmaları ihtimal dahilindedir.Ama senki, kendine dost değilsen eğer,başkaları asla sana dost olmaz.Bu yüzden kendini unutma,ihmal etme ve daima hatırla kendini.Ara sıra kendini ödüllendirmeyi'de ihmal etme.Hakeza senin ruhunda seni geri çeken,güzelliklerin önünde engel teşkil eden öldürülmesi gereken geri, yanlış yanların ve geri duyguların vasa eğer,o geri geri yanlarını öldürmekten asla teredüt etme.Hayat'ta en büyük dostunda ,düşmanında sen kendinsin.Başka bir tabir ile,Tanrı'da ,Şeytan'da senin ruhunda,benliğinde yatıyor vardır,sen bu her iki ezeli rakiplerden hangisini uyandırıp güçlendirirsen,sen osun aslında.Sen ki kendine dost değilsen eğer,başka kimse senin kadar sana dost olamaz,imkanı yok ve başkalardan seni yüceltecek bir jesti bekleme hakkın'da yoktur.Kendine düşmanlık yapma,Kendini seveceksin ama,suda kendi sulietinden başka hiçbir şeyi görmeyecek kadar Narsistce kendine aşık olup,kendini başkalardan üstün ve imtiyazlı görecek denli sarhoş olmayacaksın asla. Çünkü koca bu dünyada sen tek yaşamiyorsun,başkalarında yaşama hakkı vardır.Koca bu dünyada ve evrende sen,bir noktanın hacmi kadar bile değilsin.İşte bu espriyle hareket eden insan asla haddini aşmaz ve hayata karşı saygısızlık yapmaz.Ama insan kendinin ve tabiat mucizesinin bilincine vardığı zaman,atomdan dahada etkili olabilir ve hiç bir güç bilinçli insanın sırtını yere getiremediği gibi, onu köleleştiremezde.Yani deyim yerindeyse kendini seveceksin ama megaloman gibi(kendini herşeyden büyuk görme hastalığın hastası)olmayacaksın. Kendini başkalarından üstün ve imtiyazlı gördünmü,bu iflah olması imkansız çok tehlikeli ve sonu faşizmile noktalanan bir hastalıktır.Kanser hastalığından bin kat daha çok tehlikeli ve tedavisi imkansız bir şeydir.Zira bu hastalık salgın bir virüs gibi çevreye zarar verdiği gibi,günü geldiğinde seni'de öldürüp yok edecektir.
Hayat'ta en çok kendi kendimizi ihmal ediyor ve oyalıyoruz aslında.Yani zihinsel, ruhsal,fiziksel,bedensel,çevresel ve bir bütün olarak yaşamsal bütünselliğimizi gerçekten çok ihmal ediyoruz,adeta kendi ellerimizle tahrip ediyoruz sağlığımızı. Sadece bedenimizi,zamanımızı,enerjimizi,imkan ve olanaklarımızı değil,ayni zamanda duygu ve düşüncelerimizi'de çoğu zaman hor ve musrifce kulanıyoruz.Tüketim eksenli kapitalist modernitenin yarattığı tüketici toplum espırisi ile, sadece maddi değerlerimizi tüketmekle sınırlı kalmiyor,ayni zamanda insan oluşumuzün manevi dokusunu oluşturan manevi-ethiksel değer yargılarımızı, dostluklarımızı,arkadaşlıklarımızı,akrabalıklarımızı ve manevi sermayemiz adına ne varsa hepsini tüketiyoruz.Düşünebiliyormusun kimileri, bir yılda 10-ayrı arkadaşlık kurar ve 10-ayrı arkadaşlık bozar, yada kurduğu dostane ilişkilerin hemen hemen hepsi köslükle neticelenir.Çünkü hepsi basit günlük menfaatler üzerine kurgulanmiş ve genelde maddi çıkar endekslir.Hakeza var olan kardeşlik bağlarımız ve akrabalıklarımızda öyle bundan hiç geri kalır bir yanı yok,hatta aile ve akrabalar içi ihanet daha vahim ve korkunç boyutta.Çünkü kardeşler arası ihanet, daha çok rahat ve daha çok kolay kardeş kardeşi satabiliyor.Yani anliyacağın kardeş pazarlaması daha çok revaçta ve daha çok kolay gerçekleşebilir bir şeydir buralarda.Yani deyim yerinde ise, kene gibi birbirimizi,kendi kendimizi,benliğimizi ve özümüzü yiyip bitiriyoruz,tüketiyoruz.Ruhsal, zihinsel ve bedensel bütünlüğümüzü muhafaza edememenin yanısıra, birde var olan sınırlı enerjimizi'de ölümlü şeylere odakliyoruz çoğu zaman.Ve günü geldiğinde bakıyoruzki,aslında içine gömüldüğümüz ölümlü,anlamsız şeylerle birlikte bizde ölmüş-bitmişizdır.Kendimize gelip ahvalımizi gözden geçirdiğimizde, manevi,ahlaki ve ruhsal değerler adına elde kocaman bir sıfırdan başka hiç bir şey kalmamiştır.Bu ihmalkarlık, bazan onarılamaz hasarlara,hastalıklara ve büyük kayiplara yol açabiliyor.Însan uyanana kadar heyhat iş işten geçmiş.Hayatın altın parıltıları suyun akışıyla akıp gitmiş,geride bir tek kum ve çakıl taşları kalmış bize.Yani sonuç, maddi,manevi ,iktisadi,sosyal,siyasal,ruhsal,toplumsal,hatta ailesel ve bireysel manada tam kocaman bir iflas ve konkordato.İşte bu muflis kişiliğin bir neticesi olarak,bazan ruh sağlığımızı,bazan hayat arkadaşımızı,bazan hayatımızın anlamı olan güzelim masum çocuklarımızı,bazan candan çok sevdiğimiz bir yoldaşımızı,bazan ne bedellerle kazandığımız para-mülkümüzü,bazan sağlıklı duyu-düşünce dünyamızı,bazan'de sağlıklı düşünme ve karar kılma kabiliyetimizi hepten yitiriyoruz.Geride deprasyon haplarına,ilaçlara mahkum olmuş hasta ruhlu,hasta beyinlı ve hatta beynini ve gerçek benliğini yitirmiş zavallı bir hastadan başka hiç bir şey ortalıkta görmüyorsun.Buna müteakib heyhat ve keşkelerinde hiç bir faydası yoktur o zaman.Çünkü son tovbe fayda etmez misali, oktan fırlayan yayın geri çevirilmeside imkansızdır artık.Hakeza geçen maziyi ve zayii olan zaman ve fırsatlar'da öyle...
Kuşkusüz eksiye düşmeden eksikliği anlamak tümden yücelik ise eğer ,hata ve eksikliklerden geri dönmek'de şüphesiz büyük bir erdemliliktir.Zira çok akıllı ve dahi düzeyindeki insanlar,hiç hata yapmayan însanlar değildır.Çok akıllı adam,az hata yapıp ve yaşanan hatalardan büyük dersler çıkararak, yaptığı hataları büyük başarılara gerekçe yapan adamdır. Normal akıllı insan ise,hem kendisinin ve hemde başkasının hata ve kusurlarından ders çıkarıp tekrar ayni hataya düşmeyenlerdir.Bir insan ayni hatayı bir daha tekrarlıyorsa eğer,o insan asla normal bir insan değildir.
İşte bu bağlamda bütün günlerin ve gecelerin huzur,esenlik,saglık ve mutlulukla geçsin diye temenni ediyorum.Kalın selametle.
Not: Ben bu yazıyı, bir Ay önce Kurdî bilmeyen bir dostuma hitaben yazmiştim.Kurdî 'ye çevirme zamanım olmadığı için orjinal haliyle sizlerlen paylaşmak istedim.
İçten selam ve saygılarımla...
Korhan Meteor Çukurunu Turizme Kazandırmalıyız | |
Murat AKKUŞ |
HAMAS Mı FKÖ Mü? | |
Av. Haydar MIZRAK |
Seçimlerin Düşündürdükleri | |
Yusuf YILDIRIM Em.İl.Trm.Mdr. |
Bir aydınlanma projesi nasıl yok edildi? (köy enstitüleri) | |
Ayhan ONGUN |
Evîn Hewcedarîye | |
Mehmet AVCI |
Yerel yönetimlerde kültürel çalışmalara sosyolojik bir bakış | |
Prof. Dr. Ahmet ÖZER |
Hrant Dink ile aynı yerde öldürülen Kaftancıoğlu'nun mirasye... | |
Fakir YILMAZ |
Iğdır'da aşk mı? | |
Ziya Yıldırım GÜNTEKİN |
Maxmur’da Ölmek Zamanı | |
Av. Mahmut ALINAK |
Iğdır'da Dilenci Kirliliği | |
Fatma Çetin KABADAYI |
Hrant Dink Cinayeti Ne Zaman İşlendi? | |
Hasan ÇATAK |
Topçu Bebel Garcia nın Franko Faşizmini Mundar Ettiği Eylem | |
Daşkacı EWDO |
Iğdır Belediyesi
Iğdır İl Emniyet Müdürlüğü
Iğdır İl Tarım Müdürlüğü
Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Iğdır İl Milli Eğitim
Iğdır İl Sağlık Müdürlüğü
Iğdır İl Özel İdare
Iğdır Gençlik ve Spor
Iğdır Havalimanı
Iğdır SGK
Iğdır TSO
Iğdır Barosu
Aralık Belediyesi
Karakoyunlu Belediyesi
Tuzluca Belediyesi
Halfeli Belediyesi
Cumhuriyet Gazetesi
Karar Gazetesi
Fotomaç Gazetesi
DHA
Artı Gerçek
Milli Gazetesi
Azerbaycan Haber Ajansı
Agos Gazetesi
OdaTv
Gazete Duvar
Tele1
Ermeni Haber Ajansı
KrdNews
Amerika'nın Sesi
Evrensel Gazetesi
Haber Önü
Sözcü Gazetesi
• Rûdaw
• Bernamegeh
• Kürdistan24
• Kundir
• Şalom Gazetesi
• Mezopotamya Ajansı
• Bitlisname
• JİNNEWS
Sitemizdeki yazı, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi