Tesettür - Yusuf YILDIRIM Em.İl.Trm.Mdr.
Tesettür
Yazar: Yusuf YILDIRIM Em.İl.Trm.Mdr. |
Tarih: 18 / 01 / 2021 |
Yazı Okunma: 241
Tesettür, Kadınların giyim, kuşamı ile ilgili olup, örtünme, başkaları ile arasına perde koyma anlamındadır.
İnsanlar, korunma içgüdüsü, Doğa koşullarına uyma, Dinsel felsefi inançlar, iş hayatına uygunluk, Devletin koyduğu kurallar, Ekonomik koşullar ve modaya uyma, nedeniyle farklı şekillerde giyinmekteler.
Bütün dinlerde giyim, kuşama müdahale söz konusudur.
Din adamlarının özel giyimleri vardır. Bu giyim de mezhep ve tarikatlara göre değişiklik arz eder. Dinlerde bazı giyim çeşitleri yasaklanır ve günah sayılır.(Budistlerde deriden yapılan giyim yasaktır).Din adamlarının verdiği fetvalar ve aldıkları kararlar önemli ve etkili olmuştur.Ebussut efendi devlet büyüklerinin ipek elbise giymelerini helal saymamıştır.Marifetname yazarı İbrahim Hakkı, da elbiseleri , boyalarına, renklerine ve yapıldıkları kumaşa göre haram, mekruh ve efdal diye üç gruba ayırmıştır.
Kör inanç ve töreler kadınların doğal haklarını yok saydığı ve kadınları on tane el tırnağına mahkûm (Eldiven giymediyse) ettiği gibi, içinde bunu uygulayan bir toplumun geri bıraktırılmasını ve yok edilmesini gerektiren tohumları da taşımaktadır.
Ülkemizde,1950 de, çok partili sistemle birlikte laikliğe karşı çıkılmıştır. Ülkemizde ve Dünyada İslam’ın bir siyasal ideoloji olarak kullanılmasıyla Kadın- Erkek eşitliği hiçe sayılarak, kadının örtünmesi, siyasete malzeme olarak ortaya atılmıştır.
Her gün yeni tesettür modelleri piyasaya sürülmektedir. Bunun arkasında milyon dolarlık sanayi ve ticaret vardır. Bu şekilde artık kadın vücudu da nesneleşmiş ve denetim altına alınmaktadır.
Tesettür, kişisel bir inanç ve insan hakları sorunu olarak algılanmakta ve politik malzeme olarak kullanılmaktadır. Âmâ bunu savunan ve kadınları örtmeye teşvik eden erkekler son model batı kıyafetleri ile gezmekteler.
Kadın saçının görünmemesi kaynakları Yahudilikte vardır. Dindar Yahudi kadınlar, başlarını bağlar veya peruk takarlar. Hıristiyanlık ta da vardır. Meryem ana yüzü açık ama siyah başörtüsü vardır. Âmâ bu gün Katolikler bile kiliselerine başı açık giderler. Bütün bunlar dinin emrettiklerinin elastiki olduğunu ve zamana göre değiştiğini göstermektedir.
İnsan hakları ve inançlara saygı şarttır. Ama tesettür bir eşitsizlik yaratmaktadır. Yaz aylarında kapkara giysilerle dolaşmak ve plajda erkek serbest ve deniz kıyafeti ile yüzerken, kadınların kapalı bir şekilde dışarıda beklemesi ve denize girmemesi eziyet değil mi?
Tesettür, firma sahipleri, moda dergi sahipleri ve markacıların, tüketim metası haline gelmiştir,
İslamcı kesim ve bazı liberaller, örtünen kadınların bunu erkek baskısı, çevre baskısı ve siyaset yüzünden değil de, Allaha olan inançlarının bir gereği olarak yaptıklarını söylüyorlar. Başörtüsü ve turbanın, erkek egemenliğine has bir sembol olmadığını ileri sürüyorlar. Aynı şekilde başörtüsünün kadının özgürlüğünün bir sembolü olduğunu iddia ediyorlar. Oysa kadının erkek baskısından dolayı değil inançlarının bir gereği olarak örtünmesi, örtünmenin erkek egemenliğinin özgül bir sembolü olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmiyor. Tıpkı kadının başörtüsünü özgürlüğünün bir simgesi olarak görmesinin onun bir esaret sembolü olduğu gerçeğini değiştirmeye yetmemesi gibi.
Örtünmeyen kadınların namussuz, fahişe olarak görüldüğü ve her türlü saldırıya açık kaldığı, dekolte tecavüze davetiye çıkarır zihniyeti, kapanmazsa cehennemde yanacağı tehdidiyle yüz yüze kaldığı bir toplumda, kadının örtünmeyi tercih etmesi, onun özgürlüğünün değil olsa olsa toplumsal baskı sonucu “gönüllü olarak” kabul edilmek zorunda kalınan bir esaretin göstergesidir. Gönüllü esaret özgürlük getirmez.
Örtülü pek çok kadın, örtünmenin kendilerini cinsel tacizden ve bir seks sembolü ve objesi olarak görülmekten koruduğunu, sokakta daha rahat dolaşmalarını sağladığını ve saygınlıklarını arttırdığını düşünüyor. Bazıları kadının örtünmesi, kadınla erkeğin eşitliği anlamında değerlendirirler. İlk çağlarda, Yunan’da köle ve fahişe olmayan kadınların başörtüsü kullandıklarını, bunun bir asalet ve özgürlük sembolü olduğunu ve bu şekilde saygı gördüklerini söylüyorlar. Bu iddiaların bilimsellikle ve saygınlıkla hiçbir ilgisinin bulunmadığını ve safsatadan ibaret olduğunu görmek için, çıplak heykellerle sembolize edilen onlarca Yunan tanrıçasına bakmak yeterlidir. Herhalde tanrıçalar esir ve “namussuz” kadınları simgelemiyorlardı! Yine Sümerlilerde de durumun sözü edilenin tam tersi olduğunu yani fahişelerin örtündüğüne dair güçlü kanıtlar bulunduğunu belirtelim.
Tarih boyunca, başörtüsü tüm tek tanrılı dinlerde kadına yüklenen dini bir zorunluluk olmuştur. Ama bu zorunluluk tüm tek tanrılı dinlerin erkek egemenliğini kutsayıp kadını kimliksizleştiren bir anlayışın ürünü olmuştur. Bu şekilde erkek, kadını şeytanlaştırıp, dört duvar arasına hapsederek, kendi egemenliğini kurmuştur.
Gerçek olan şu ki ne örtünme ne de eve kapatılma, kadını erkeğin pisliğinden ve saldırısından koruyamaz. Cinsellik tabu haline getirildiği, kadın kapatılıp dört duvar arasına hapsedildiği ve ona ulaşmak zorlaştığı ölçüde zorbalık ve tecavüz artar.
Kadının giyim kuşamına saygılı olmak ve kadınların bu hakkını savunmak bir insanlık borcudur. Ancak tesettürün kadını asla özgürleştirmediğini de belirtmek zorundayız.
Akıl ve Bilim gereği, toplum ve çağlar dine değil, din farklı çağlarda toplumlara uymalıdır.
Bu içeriğe yapılan yorumlar (1 Yorum)
1 - Atila ipek 22/01/2021
Dünyada kıyafet ihtiyacı olan tek canlı insandır, diğer bütün canlılar kıyafetleriyle dünyaya gelirler. Hem soğuk ve sıcaktan korunmak hem de fıtraten içimize yerleştirilmiş giyinme içgüdüsüyle... Kadın haklarını güya savunanlar, sıfır otomobil standlarında araba yanında yarı çıplak bir halde bulunduran kadınları, boks maçlarında roundları sayan yarı çıplak kadına, genelev, pavyon, fuhuş restoranları ve sokağa mahkum edilmiş kadınların haklarına ses çıkarmaz ve gündemlerine dahi almazlar. Çünkü o zihniyet kadına özgürlüğü değil kendi nefis, heva ve şehvani isteklerinin özgürlüğünü isterler... Onlar kadınları evlerinden çıkartıp kendi necis arzularını beslemek niyetindeler... Hatta iş öyle bir noktaya kadar geldi ki artık işyerleri dekolteli kız çalışan hariç kimseyi çalıştırmıyorlar.(Kadın hakları diye avaz avaz bağıranların kulakları çınlasın!) Kadını teşhir ve istismar bataklığı, kadını yuvasındaki şerefli mevkiine döndürmedikçe kurutulamaz. Bu bataklık kurutulmadan da, sinek mücadelesi yapmak beyhûdedir.
İlk - < Önceki | [1] | Sonraki> - Son |
Mele Mustafa Barzani’nin Anısına Saygıyla… | ![]() |
Murat AKKUŞ |
Dılekî Bırîndar Şıkoyê Hesen | ![]() |
Occo Mahabad |
Taşeron İşçiler | ![]() |
Zozan ÖZGÖKÇE |
Zanyarîya Dayîkên Kurd | ![]() |
Mehmet AVCI |
Hayata Tutunmak | ![]() |
Dr. Ruhsar Uçar |
İyilik Ve Hakikat | ![]() |
Hayati KAYA Birysl.Dönşm.Eğtmni. |
Barışa Giden Yollara Yine Mayınlar Döşeniyor | ![]() |
Ayhan ONGUN |
Cejna Xidir Îlyas û Xidir Nebî | ![]() |
Av. Ayhan Erkmen |
Tarımsal Kooperatifçilik | ![]() |
Yusuf YILDIRIM Em.İl.Trm.Mdr. |
Dilin Önemi Ve Dünya Ana Dil Günü | ![]() |
Prof. Dr. Ahmet ÖZER |
Bir Kitabın (Peri Gazozu) Çağrıştırdıkları | ![]() |
Hasan ÇATAK |
Hayatı Kolaylaştırmak Ne Zor Oldu… | ![]() |
Sevda KAPLAN |
Virajdaki Floransa/Rönesans | ![]() |
Av. Haydar MIZRAK |
Yarın Kara Gün’dür | ![]() |
Av.Mahmut ALINAK |
'Son Ezidi' Romanı Üzerine... | ![]() |
Mehmet KUM |
Iğdır Belediyesi
Iğdır İl Emniyet Müdürlüğü
Iğdır İl Tarım Müdürlüğü
Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü
Iğdır İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Iğdır İl Kültür ve Turizm
Iğdır İl Sağlık Müdürlüğü
Iğdır İl Özel İdare
Iğdır Gençlik ve Spor
Iğdır Havalimanı
Iğdır SGK
Iğdır Ticaret ve Sanayi Odası
Melekli Belediyesi
Aralık Belediyesi
Karakoyunlu Belediyesi
Tuzluca Belediyesi
Halfeli Belediyesi
Yurt Gazetesi
Cumhuriyet Gazetesi
Karar Gazetesi
Fotomaç Gazetesi
DHA
Artı Gerçek
Milli Gazetesi
The New York Times
Azerbaycan Haber Ajansı
Agos Gazetesi
OdaTv
Gazete Duvar
Tele1
Ermeni Haber Ajansı
KrdNews
Amerika'nın Sesi
Birgün Gazetesi
Haber Önü
Sözcü Gazetesi
• Rûdaw
• Bernamegeh
• Kürdistan24
• basnews
• Şalom Gazetesi
• Mezopotamya Ajansı
• Bitlisname
• JİNNEWS
Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi