5 Aralık Dünya Toprak Günü Canlıların hayatının varlığı ve sürekliliği için vazgeçilmez konumda bulunan to...           • Çiğdem Ağca Tuzluca Belediye Meclisine Aday Adayı Oldu CHP’li Çiğdem Ağca Iğdır’ın Tuzluca ilçesi belediye meclis üyeliğin...           • Ölüm Sınırındaki 'Barış Elçilerinden' Ferzende Elbi İçin Acil çağrı HEDEP Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun: Ölüm Sınırında bulunan "Barış Elçilerinden" ...           • Kürt Araştırmaları Derneği Yeni Yönetimini Belirledi Kürt Araştırmaları Derneği, 4’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleşt...           • Iğdır Düşünce Otağında “Zengezur Koridoru ” Konuşuldu Her hafta bir kişiyi konuk eden Iğdır düşünce otağının bu haftaki misafiri Araştırmacı y...           • Iğdır Hukuk ve Avukatlık Ortaklığı Bürosu Açıldı Iğdır’da ilk defa 5 avukat bir araya gelerek Iğdır Hukuk ve Avukatlık Ortaklığı bürosu ...           • Hüsnü Özyeğin Öğrencilerinden Kardeş Okula Kitap Yardımı Iğdır Hüsnü Özyeğin İlkokulu 3-E sınıfı öğrencileri öğretmenleri Hanım Şe...           • Afganistanlı Gazeteci: Mücadele Acının İlacıdır Afganistan’da 2021 yılının Aralık ayından bu yana kadınlara yönelik baskı, şiddet ve iş...           • Su Verimliliği Seferberliği Kapsamında Eğitimler Veriliyor Iğdır İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü tarafından Su Verimliliği Seferberliği &cced...           • Halil Duman CHP’den Aralık Belediye Başkan Aday Adayı Oldu İş insanı Halil Duman Aralık ilçesinden CHP   belediye başkan  aday adayı ol...           
Site İçi Arama
Haber Arşiv
     
Reklam Alanı

Facebook

Son Videolar

T.Eser Kaçakçılarına Operasyon
44 İzlenme, 0 Yorum

İlk kez biz yayınlıyoruz
43 İzlenme, 0 Yorum

TJA: Uyuşturucuya Geçit Yok
46 İzlenme, 0 Yorum

TUHAY-DER'den Aile Buluşması
36 İzlenme, 0 Yorum

Iğdır Fıkraları
45 İzlenme, 0 Yorum

Süslü Kadınlar Bisiklet Turu
35 İzlenme, 0 Yorum

Ekrem Hoca Nasıl Dolandırıldı?
41 İzlenme, 0 Yorum

Ahura Mazda Iğdır'da
4046 İzlenme, 0 Yorum

Kürt Yusuf Kümbeti
4326 İzlenme, 0 Yorum

Iğdır Şahmeran Tepesi
4727 İzlenme, 0 Yorum

Iğdır kMM'den Görüntüler
3775 İzlenme, 0 Yorum

Dengbej Zahiro İdîr'e Dibeje
4642 İzlenme, 0 Yorum
İstatistikler
Toplam: 2623611
Aktif: 23
Bugün: 1005
Dün: 2091

İlişkiler Ve Mutluluk -

İlişkiler Ve Mutluluk

Yazar:  |  Tarih: 03 / 02 / 2022 |  Yazı Okunma: 410


İki kişi de "sev beni" yetersizliğiyle ilişkiye devam ederse onların birbirini sömürmesi ve boğması kaçınılmazdır. İlişkinin bitmesini engelleyen erkeğin genellikle bu duyguyu ön planda tutmamasıdır, tutsa da cinsellik sonrası süreçte erkeğin önceliklerinin değişmesidir.

"Sevilme duygusu" yerine, sahip olma, dilediği zaman elinin altında testislerini rahatlatacak bir obje, evini-kendisini çekip çevirecek, toparlayacak bir kadının varlığı, ona hükmetme hazzı, kadının başkasıyla yatmaması nedeniyle kendini değerli hissetme egosu gibi öncelikleri değişmektedir erkeklerin. Bu önceliklerin değiştiğini fark eden kadın, erkeğini olduğu gibi kabul etmeden önce genellikle rahatsızlığını belli edecek ve çatışma kaçınılmaz olacaktır. Zamanla erkek kadını, kadın erkeği olduğu gibi kabul edecek, bu yargısızlık yetersiz de olsa "sevme" yetilerinin gelişmesine neden olacaktır. Kabullenme olmadığı, birbirlerini değiştirme arzuları olduğu sürece de birbirlerinden uzaklaşmaları kaçınılmaz olacaktır.

İki yarım insanın birbirlerini tamamlaması mümkün değildir. Kişiler öncelikle kendilerine yetersizdir. "Sevgi bekleme, başkası tarafından değerli hissettirilme arzuları" kişilerin en büyük zaaflarıdır. Bu zaaflar bağımlılıklara neden olmaktadır. Ego denilen şey varlığını bu şekilde sürdürür. Kim onu değerli hissettiriyorsa kişi onu sever. Fakat kişi sadece bu form üzerine kurulu bir yapı değildir. Hiç hesapta olmayan bir şey vardır. Bir gözlemci vardır. O gözlemciye "bilinç, ruh, evrensel zeka, öz de" diyebilirsiniz, hiç fark etmez. Ruh o güne kadar size müdahale etmemişti. Çünkü kolektif bilince sahiptiniz ve bir erkek ya da kadınla mutlu olacağınız şartlanması içindeydiniz. Farklı olamazdı çünkü toplum, "olması gereken bu" dedi ve size bunu empoze etti; "evlendiğinde, mutlu olacaksın-birinle birlikte yaşamaya başlayınca mutlu olacaksın" Bizler de gelişip, kendini bilme yolunda ilerlemek yerine, bir penis ya da vajinanın gelip bizi bulup mutlu etmesini bekledik. Fakat cinsellik de diğer tüm egolar da insanı mutlu edemezdi. Gençler bu söylediğime itiraz edebilir Hatta birçoğu değişik kadınlarla yatıyor ve çok mutlu olduğunu söylüyor. Onları eleştirmiyorum bir gün sevgisiz ilişkilerin ruhsal doyum sağlamadığını idrak edecekler mutlaka, kırklı yaşları beklesinler derim.

Öncelikle mutluluğun ne olduğu konusunda mutabakata varmalıyız. "Mutluluk," toplumsal kalıp-şartlanma-inançlarımızdan, acılarımızdan, olumsuz düşüncelerimizden, her türlü etkilere maruz kalmaktan, beklentilerden, hatta kendi düşüncelerimizin birçoğundan bile kurtulmakla, bir çocuk saflığına ve dürüstlüğüne kavuşmakla mümkün. Bu, tek başınalık ve özgürleşmek anlamına geliyor. Bu, birilerini sevme ya da sevmeme özgürlüğümüzün sadece bizde olduğunu, "zorunda kalarak sevmenin" aslında sevmek olmadığını derinden kavradığımızda oluyor. "Mutluluk," dış etkenle harekete geçirilen bir duygu değil, "özgürlük sonucu" içten gelen sevinç, haz, coşku ve neşe gibi duygulardır. Mutluluk, aşkla yaşamaktır.

Mutluluk denilen kavramın içeriğini en iyi ruh bilir ve insandan mutlu olmasını ister. İki yarım elma birbirlerinin enerjisini sömüreceği için kişiler mutsuzluklarını fark etmeli ve enerjilerini diğerine vermek yerine kendi içlerine yönlendirmelidir. Bunu yapmadığınızda ruhun size en basit ve en temel uyarısı sıkılmanız olacaktır. Sıkılacaksınız! Acı, öfke, üzüntü, korku kavramlarına girmiyorum bile.

Sıkılacaksınız çünkü yapısı itibariyle özgür olması gereken ruh birçok saçma toplumsal kavramlarla çepeçevre sınırlandırılmıştır. Ruhu bir hücreye tıkmak mı? Bu mümkün müdür?

Mutluluk basit bir şeydir. O bir çocuk gibidir. Çocuk hayatın anlamını sorgulamak yerine parkta, doğada, bir nehir kenarında doyasıya oynamak ister. O çocuk mutluysa hayatın anlamını sorgulaması çok anlamsızdır. Çünkü hayatın anlamı zaten mutlu olmaktır.

Evrenin çok ilahi bir dili vardır. Nerede acı, kızgınlık, üzüntü, olumsuzluk varsa orada dönüştürülmesi gereken hatalı bir düşünce silsilesi vardır; dar bakış açısı vardır. Evren sizi mutsuz ederek değişime zorlar. Bundan daha büyük tanrısal bir işaret olabilir mi?

İkili ilişki içinde bir mutsuzluk varsa öncelikle sorunun kaynağını kendinizde aramalısınız. Sizi ne mutlu edecekse diğeri yokmuş gibi özgürleşerek onu yapın. Gerekirse diğerini yok edin. Siz özgür olmadan, kendinize yetmeden, kendinizi tanımadan-bilmeden mutlu olamazsınız.

Mutlu olmaya çalışmayın, mutluluk zaten içinizde, yanlış algılanmış "ben" kavramı nedeniyle onu fark edemiyorsunuz. Özgür olmaya çalışın. Özgür olduğunuzda "ben" denilen bir şey olmadığını "aşk" olduğunuzu görecek ve zaten mutlu olacaksınız.

19:29




Paylaş: Facebook  Twitter  Stumbleupon  Delicious  Google
Yazarın diğer yazıları
Henüz yorum bulunmamaktadır. İlk yorumu siz yapabilirsiniz.

Ad, Soyad *
E-Mail *
Kalan karekter sayısı:
Yorum *
Güvenlik kodunu giriniz:
captcha
*
(* Doldurulması zorunlu alanlar)

Köşe Yazıları
Paylaş
Facebook  Twitter  Stumbleupon  Delicious  Google
Fotoğraf Galerisi
Iğdır Resmi Siteler
Gazeteler

Sitemizdeki yazı, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

İçerik Rss - Haberler Rss

Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi