‘Kuzey doğu Suriye’ye yönelik saldırılar felaketi çağırmaktır’ (video) ‘Kuzey ve Doğu Suriye’ye Yönelik Saldırılar Felaketi Çağırmaktır!’ ...           • Yeni Bir Umut: Erozyonlu Arazilere Antep Fıstığı Dikiliyor! (video) Bölgede Yeni Bir Umut: Iğdır Üniversitesi Erozyonlu Arazilere Antep Fıstığı Dikiyor! Iğ...           • MEDYA-DER: 'Dilimizin Yok Olması Bizim Yok Olmamızdır' Kürt dilinin önemini vurgulayan MEDYA-DER Eşbaşkanı Emine Dikmen Irgat, “Dil kurum...           • Aile Hekimlerinden Basın Açıklaması: Niçin İş Bırakıyoruz (video) Hekim Birliği Sendikası Iğdır İl Temsilciliği bugün Iğdır İl Sağlık Müdürlüğ&u...           • Taklit ve Tağşiş Edilen Gıda Ürünleri Piyasadan Toplatılacak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tespit edilen ve bakanlığın internet sitesinde yayımlanan takl...           • Vali Düşünce Otağı’nda Iğdır’ın Öncelikli Sorunlarını Anlattı Iğdır Valisi Ercan Turan, Düşünce Otağı’nda, “Iğdır’ın Öncelikli ...           • Ağaçlandırma etkinliği: 'Iğdır’ı sert kuru meyve üssü yapmak istiyoruz' Iğdır Üniversitesinin ağaçlandırma etkinliğinde konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet H...           • Mansur Yavaş’a çağrı “Ahmet Bey Ağaoğlu’nun ismini Ankara’da yaşatın”   Serdar Ünsal, ‘dan Mansur Yavaş’a Çağrı: “Ahmet Bey Ağaoğlu&r...           • Psikolojik İyi Oluş Nedir ? Neden Önemlidir ? Psikolog Eren Boz konu hakkında bilgiler verdi. Psikolojik iyi oluş, bireyin psikolojik, duygusal...           • Yeni İl Emniyet Müdürümüz Niyazi Turgay'ı Tanıyalım Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 29 Kasım 2024 tarihinde Resmi Gazete’d...           
Site İçi Arama
Haber Arşiv
     
Reklam Alanı

Facebook

Son Videolar

Erozyonlu Arazide Yeni Umut!
16 İzlenme, 0 Yorum

AHB: Niçin İş Bırakıyoruz
15 İzlenme, 0 Yorum

Semra Abik Cinayeti Açıklama
46 İzlenme, 0 Yorum

DEM'den Gençlere ve Kadınlara
35 İzlenme, 0 Yorum

Dersim'e Kayyum Protestosu
41 İzlenme, 0 Yorum

Belediyeden Hummalı Çalışmalar
46 İzlenme, 0 Yorum

"En Büyük Ekonomik Krizdeyiz'
77 İzlenme, 0 Yorum

Îdir TJA: Jîn Jiyan Azadî
85 İzlenme, 0 Yorum

Miniklerden Örümcek Oyunu
98 İzlenme, 0 Yorum

Av. Medet Serhat Anıldı
121 İzlenme, 0 Yorum

Kayyumlara Karşı Yürüdüler
136 İzlenme, 0 Yorum

Ekim Ayının Asayiş Verileri
123 İzlenme, 0 Yorum

Kayyumlara Tepki Yürüyüşü
146 İzlenme, 0 Yorum
İstatistikler
Toplam: 2973191
Aktif: 100
Bugün: 539
Dün: 2876

Yalanlar Üzerine Kurulu Iğdır Hikâyeleri -

Yalanlar Üzerine Kurulu Iğdır Hikâyeleri

Yazar:  |  Tarih: 05 / 08 / 2023 |  Yazı Okunma: 3837


Yeni bir yalan uydurmak zordur. Yalanı eski bir yalan üstüne kurarsan eski yalana inananlar bu yeni yalana da inanırlar.

         Devlet bahçeli yapmış olduğu bir konuşmada gazeteci İlhan Bardakçı'nın nakletmiş olduğu bir hikâyeyi ABD'nin Kudüs'ü israil'in başkenti olarak tanıması üzerine oluşan tartışma ortamında dile getirdi.

         Bu hikaye ile evvelinde uydurulmuş diğer hikayeyi birlikte ele alacağım.

         1.Hikaye : Onbaşı Hasan Hikayesi

         1917 yılında Kudüste bulunan Osmanlı kuvvetleri kentten çıktılar.Kente İngiliz kuvvetleri girdi.Bu şekilde Osmanlı'nın Kudüs üzerindeki egemenlik hakkı gitti.Ancak Iğdır'lı olan Onbaşı Hasan kentten ayrılmadı ve Kudüste nöbet tutmaya devam etti.1972 yılında Kudüs'ü ziyaret eden merhum gazeteci İlhan Bardakçı, nöbet tutan ve halkın meczup ( deli)  dediği kişiyi merak etti ve araştırdığında bu kişinin Osmanlı askeri olduğunu tespit etti.Bu asker Iğdır'lı onbaşı Hasan idi.Onbaşı Hasan, Osmanlı Kudüs'ü terk etmesine rağmen nöbet görevini bırakmamış ve nöbete devam etmiştir.Hikayenin özeti bu şekilde.

         Konu Kudüs olunca sosyal medyada gezinen milliyetçiler ile bedevi hayranları bu olayın içine sorti yaparak rant devşirme gayretine girdiler. Kudüs üzerinden yeni bir kahraman yaratma gayreti baş gösterdi.

         Konuyu gündeme getiren gazeteci 1972 yılında bu olayı anlatmış, yıllarca gündem olmayan bu konu Kudüs meselesi zirve yaptığı dönemde gündeme oturtulmuştur.

         Tarih bilinci olmayan toplumlarda, en iyi yalanlar tarihsel konularda uydurulur.Çünkü kimse sorgulamaz.Hele   konu içinde kahramanlık hikayeleride varsa bu yalanlara toplum anında inanır ve gerçekliğini sorgulamaz.

         Onbaşı Hasan olayı gerçek bir vakıa mıdır ? .Bunu tarihsel bilgilerimizle ve kayıtlarımızla bunu doğrulayabiliyor muyuz? Buna bir bakalım.

         Osmanlı kuvvetleri 1917 yılında Kudüs'ü terk etmiş ama onbaşı Hasan nöbet görevine 1972 yılına kadar devam etmiş.Bu olayı doğrulayabilmek için öncelikle 1917 yılında Osmanlı Iğdır'dan asker alımı yapabilmekte midir ona bakmalıyız.Kudüs'e askerlik için giden Iğdırlı Hasan var mıdır bu konunun açıklığa kavuşturulması gerekir.

                   1917 yılı Iğdır'ına bir göz atmamız gerekmektedir.

                   1917 yılında Iğdır.

         1877-1878 Osmanlı-Rusya savaşı ile Iğdır,Tuzluca,Sarıkamış, Kars Ruslara bırakılmıştır.

         Osmanlı Rus Hududu Suveren Köyü üstünden başlayıp, Tuzluca İlçesine kadar uzanan dağların Iğdır ovasına bakan kısımları Rusların,Güney tarafına bakan kısımlarıda Osmanlı toprakları olacak şekilde sınır çizilmiştir.

                   Karagüney Köyünün aşağısında bulunan ''kale'' mevkisi olarak bilinen yerde Rus sınır karakolu,     Karagüney Köyünü 1 Km güneyinde bulunan Mirze Yurdunun Güney Doğusunda bulunan ''Neokalan'' bölgesinde ise Osmanlı sınır karakolu o günkü sınırın nereden başladığını anlamamıza yardımcı olacaktır.Mirzeyurdu iOsmanlı-Rus sınırında iki ülke arasında tampon bölgeydi.

                   1920 yılında Ermenistan ile yapılan gümrü anlaşması ile Iğdır resmi olarak Türkiye Cumhuriyeti toprakları içine alınmıştır.1934 yılında İlçe statüsüne alınmıştır.

                   Türkiye'nin resmi kayıtlarında Iğdır'ın kurtuluşu 1920 yılı olarak kutlanmaktadır.Bunuda unutmamak gerekir.       

         1887 ile 1920 yılına kadar Rusya toprağı olan Iğdır'dan 1917 yıl ve öncesinde Osmanlının asker alması  fiilen ve hukuken mümkün değildir.Resmi kayıtlarda bu konuda bir bilgi olmadığı da dikkate alındığında Iğdır'lı onbaşı Hasan olayı uydurma bir hikaye olduğu bariz bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

         2.Hikaye: Mehmet Çavuş Hikayesi

         İlokula gittiğimiz dönemlerde Iğdır'ın Kurtuluşu şatafat ile kutlanırdı.O gün okullar tatil edilir ve öğrenciler yağmur çamur demeden belediye meydanına üçerli sıralarla getirilirdi.Tören bitinceye kadar alanda bulunmak zorunluydu.

         Yolun kenarında bekletilen öğrenciler ile sırtını duvara yaslayıp yenice sıgarasını tüttüren Iğdır'lılar geçit törenini izlerlerdi.  Kaymakam,Belediye Başkanı ve Iğdırda bulunan en yüksek rütbeli asker Amerikan yardımı olan ince tekerli  üstü açık bir cipin üstünde bulunan devlet erkanı halka selam durarak Iğdır'ı her yıl düşmandan yeniden kurtarmanın gururunu yaşarlarıdı.

         Cibin arkasından giden itfaiye arabası,çöp arabası ile fayton ve ''daşkaları'' anlatmama gerek yok tabi.

          ''Mehmet Çavuş'' isimli kahraman tarafından Iğdır'ın ''Ermeni dığalarından '' kurtarılışı temsili olarak meydanda canlandırılırdı.

         Mehmet Çavuş'a ait olduğu ileri sürülen mezar devlet arkanı tarafından ziyaret edildikten sonra törenler sonlandırılırdı.

         2000 yıllarına gelindiğinde Mehmet Çavuş'un torunları oldukları söğlenen bazı kişiler batıda bulunan bir ilden Iğdır'ın kurtuluşunda ağırlanır ve bunların masraflarını Valilik karşılardı.

                   Iğdır düşman ''dığalardan'' kurtarılmıştı.Ama kurtarıcılar arasında Iğdır'lı bulunmamaktaydı.Yıllarca  Iğdır'ı resmi tarihi  ''Mehmet Çavuş'' üzerine kuruldu.

         Daha sonra Genelkurmay Başkanlığından yapılan araştırmalar sonucunda Iğdır'ı kurtarırken şehit düşen kurtarıcı bir Mehmet Çavuş olmadığı anlaşılınca,Mehmet Çavuş adına yapılan anıt sessiz bir şekilde ''Mehmetçik Anıtı'' olarak değiştirildi.

         Ne demiştik;

         Yeni bir yalan uydurmak zordur. Yalanı eski bir yalan üstüne kurarsan eski yalana inananlar bu yeni yalana da inanırlar.

         Mehmet Çavuş yalanına inananlar Hasan Onbaşı yalanı da inanır...?

 

 14:35





Paylaş: Facebook  Twitter  Stumbleupon  Delicious  Google
Yazarın diğer yazıları


Bu içeriğe yapılan yorumlar (2 Yorum)


2 - Ahmet Aydın 30/03/2018

Merhaba Haydar Bey, insanların duygularını yönetmede hikayelerin, mitlerin, efsanelerin hiç kuşkusuz önemli bir yeri vardır. Ve çoğu zaman bunların doğruluğu sınanmaz. Ancak yakın bir zamana ait bir hikayenin araştırma konusu olması da bir o kadar doğaldır. Ancak Hasan Onbaşı hususunun bir başka tarafı olabileceğini düşünüyorum. Evet söyledikleriniz de haklısınız tarihsel olarak o dönem Iğdır'ın Osmanlı hakimiyetinde olmadığı aşikardır. Ancak Iğdırlı birisinin başka bir yere göç edip oradan askere alınmış olabileceği ihtimal dahilindedir. Ama benim asıl değinmek istediğim nokta şudur ki Anadolu'da Iğdır/İğdir adında bir çok yerleşim yeri olduğudur. En yakınımızda Kars/Selim/Iğdır köyü vardır. Bunların içerisinde Kastamonu/Araç ve Tokat/Zile İğdir köyleri tarihi yerleşim yerleridir. Osmanlı arşiv kaynaklarında nahiye olarak bahisleri geçmektedir. Demem odur ki her ne kadar akla uygun gelmese de Hasan Onbaşı hikayesinin gerçekleşmiş olabileceği bu Iğdır'ın da başka bir Iğdır olabileceği ihtimalini görmezden gelmemeliyiz. Saygılarımla


1 - Oktay KIZILKAYA 04/01/2018

Haydar Bey Merhaba, ukalalık kabul etmezseniz yazınızdaki bir konuda bilgilendirme yapmak istiyorum. Iğdır ve Tuzluca, İran'a bağlı Revan(İrevan) Hanlığının hakimiyetinde iken Rusya ve İran arasındaki 1826-1828 savaşı ile Rusya'nın kontrolüne geçmiştir. Bu fiili durumu, 1828 Türkmençay Antlaşmasıyla İran'da kabul etmiştir. Iğdır ve Tuzluca 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı esnasında zaten Rus hakimiyetinde idi. Yani 1877-1878 savaşıyla Osmanlının elinden alınan yerler arasında, Iğdır ve Tuzluca bulunmamaktadır. Saygılarımla.


İlk - < Önceki [1]  Sonraki> - Son


Ad, Soyad *
E-Mail *
Kalan karekter sayısı:
Yorum *
Güvenlik kodunu giriniz:
captcha
*
(* Doldurulması zorunlu alanlar)

Köşe Yazıları
Paylaş
Facebook  Twitter  Stumbleupon  Delicious  Google
Fotoğraf Galerisi
Iğdır Resmi Siteler
Gazeteler

Sitemizdeki yazı, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

İçerik Rss - Haberler Rss

Tasarım ve Programlama: Iğdır Doğuş Gazetesi